SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’S SEWM

<< 925 >>

EK SAYFA – 925-2

باب: {وعلى الذين يطيقونه فدية} /البقرة: 184/.

39- Oruç Tutmaya Gücü Yetmeyenlerin Fidye Vermeleri Gerekir' (Bakara 184) Ayeti

 

-قال ابن عمر وسلمة بن الأكوع: نسختها: {شهر رمضان الذي أنزل فيه القرآن هدى للناس وبينات من الهدى والفرقان فمن شهد منكم الشهر فليصمه ومن كان مريضا أو على سفر فعدة من أيام أخر يريد الله بكم اليسر ولا يريد بكم العسر ولتكملوا العدة ولتكبروا الله على ما هداكم ولعلكم تشكرون}. /البقرة: 185/.

Abdullah İbn Ömer ve Seleme İbnül-Ekva' r.a. bu ayetin, "O Ramazan ayı ki insanlığa bir rehber olan, onları doğru yola götüren ve hakkı batıldan ayıran en açık ve parlak delilleri ihtiva eden Kur'an o ayda indirildi. Artık sizden kim Ramazan ayının hilalini görürse, o gün oruç tutsun. Hasta veya yolcu olan, tutamadığı günler sayısınca, başka günlerde oruç tutar. Allah sizin hakkınızda kolaylık ister, zorluk istemez. Oruç günlerini tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiğinden ötürü Allah'ı tazim etmenizi ister. Şükredesiniz diye bu kolaylığı gösterir. ayetiyle neshedildiğini söylemişlerdir.

 

وقال ابن نمير: حدثنا الأعمش: حدثنا عمرو بن مرة: حدثنا ابن أبي ليلى: حدثنا أصحاب محمد صلى الله عليه وسلم:

 نزل رمضان، فشق عليهم، فكان من أطعم كل يوم مسكينا ترك الصوم ممن يطيقه، ورخص لهم في ذلك، فنسختها: {وأن تصوموا خير لكم}. فأمروا بالصوم.

İbn Nümeyr, el-A'meş - Amr İbn Mürra - İbn Ebî Leyla senediyle Nebi'in (s.a.v) ashabının şöyle dediğini nakletmiştir: "Ramazan orucu hakkındaki ayet inince ashap epey zorlandı. Sahabiler içerisinde her gün bir yoksulu doyurab ilenler oruç tutmuyor ve bu ibadeti oruç tutabilecek güçte olanlara bırakıyorlardı. Onlara bu konuda kolaylık gösterilmiş ve ruhsat tanınmıştı. Sonra bu hüküm, 'Oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.' ayetiyle neshedildi. Böylece onlara oruç tutmaları emredildi."

 

حدثنا عياش: حدثنا عبد الأعلى: حدثنا عبيد الله، عن نافع، عن ابن عمر رضي الله عنهما:

 قرأ: {فدية طعام مسكين}. قال: هي منسوخة.

 

[-1949-] Abdullah İbn Ömer'in (Bakara 184 ayetini) " ([Oruç tutmayanlara] yoksulları doyurma fidyesi gerekir)" diye okuduğu ve "Bu ayet neshedilmiştir" dediği nakledilmektedir.

 

 

AÇIKLAMA:     Bu konuyla ilgili rivayetlerin ve nakledilen haberlerin ortak noktası ayetinin mensuh olduğudur. Fakat Abdullah İbn Abbas bu gö­rüşe karşı çıkmış ve söz konusu ayetin muhkem olduğunu savunmuştur. Ona göre bu ayet muhkem olmakla birlikte sadece iyice yaşlanan ihtiyarlar ve benze­ri durumda olanlarla ilgilidir. Konuyla ilgili ayrıntılı açıklamalar "Kitabü't-Tefsîr" bölümünde gelecektir.

 

-باب: متى يقضى قضاء رمضان.

40- Ramazan Orucu Ne Zaman Kaza Edilir?

 

-وقال ابن عباس: لا بأس أن يفرق، لقول الله تعالى: {فعدة من أيام أخر}.وقال سعيد بن المسيب: في صوم العشر: لا يصلح حتى يبدأ برمضان.وقال إبراهيم: إذا فرط حتى جاء رمضان آخر يصومهما، ولم ير عليه طعاما.ويذكر عن أبي هريرة مرسلا وابن عباس: أنه يطعم. ولم يذكر الله الإطعام، إنما قال: {فعدة من أيام أخر}.

- Abdullah İbn Abbas şöyle demiştir: 'Ayette 'tutamadığı günler sayısınca, başka günlerde oruç tutar'[Bakara 185] buyurulduğu için kazaya bırakılan oruçlar ayrı ayrı tutulabilir."  - Saîd İbnü'l-Müseyyeb Zilhicce'nin ilk on gününde tutulan on günlük oruç hakkında şunları söylemiştir: "Ramazan'dan kalan oruçların kazasına başlamadıkça bu orucu tutmak uygun değildir."  - İbrahim en-Nehaî şöyle demiştir: "Tam bir Ramazan kazası olup da sonraki Ramazan gelene kadar bunu kaza etmeyenler her ikisini de tutarlar." İbrahim en-Nehaî böyle birisinin yoksulu doyurma (fidye) yoluna başvuramayacağı görüşünü kabul etmiştir.  - Abdullah İbn Abbas'tan ve mürsel olarak Ebu Hureyre'den nakledildiğine göre tam bir Ramazan kaza borcu olup da bir sonraki Ramazan'a kadar kaza etmeyen kimse yoksulu doyurma (fidye) yoluyla kaza borcundan kurtulur.  - Halbuki Allah Teala, ayette yoksulu doyurma konusunu zikretmemiş ve sadece "tutamadığı günler sayısınca, başka günlerde oruç tutar"[Bakara 185] buyurmuştur.

 

حدثنا أحمد بن يونس: حدثنا زهير: حدثنا يحيى، عن أبي سلمة قال: سمعت عائشة رضي الله عنها تقول: كان يكون علي الصوم من رمضان، فما أستطيع أن أقضي إلا في شعبان.قال يحيى: الشغل من النبي، أو بالنبي صلى الله عليه وسلم.

 

[-1950-] Aişe r.anha'nın şöyle dediği nakledilmiştir: "Benim Ramazan'da tutamayıp kazaya kalan oruçlarım olurdu ve bunları ancak Şa'ban ayında kaza edebilirdim."

 

Hadisin ravilerinden Yahya: "Hz. Aişe'nin kaza orucunu bu şekilde geciktirmesi Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den kaynaklanıyordu" demiştir.

 

 

AÇIKLAMA:     İmam Buharî bu başlık altında Ramazan'da tutulamayıp kazaya kalan oruçların ne zaman tutulacağı konusunu ele almaktadır. Açıklanmaya çalışılan temel iki soru şudur: Kazaya kalan oruçların peşpeşe tutulması mı gerekir yoksa ayrı ayrı tutulması mümkün müdür? Kazaya kalan oruçların Ramazan'dan sonra derhal kaza edilmesi mi gerekir yoksa daha sonra kaza edilmesi mümkün mü­dür?

 

İmam Buharî'nin konuyu ele alış şekline baktığımızda ona göre kaza orucu­nun Ramazan'dan sonra herhangi bir dönemde ve ayrı ayrı tutulabileceğini an­larız. Çünkü konu başlığı altında naklettiği rivayetler bunu göstermektedir. Zaten alimlerin çoğunluğunun kabul ettiği görüş de budur. Bununla birlikte kaza oru­cunun ayr ayrı tutulabileceğini söyleyenler, peşpeşe tutulmasının daha iyi oldu­ğu konusunda görüş birliği içerisindedirler.

 

İbnü'l-Münzir ve başka bazı alimler Hz. Ali ve Aişe'ye göre kaza oruçlarını peşpeşe tutmanın gerekli olduğunu nakletmişlerdir. Zahirî mezhebine mensup olan bazı bilginler bu görüşü benimsemişlerdir. Abdürrezzak, Abdullah İbn Ömer'in: "Kaza oruçlarını peşpeşe tutar" dediğini nakletmiştir. Hz. Aişe'nin de: "Bu ayet, 'başka günlerde peşpeşe kaza edilir' şeklinde nazil oldu ve daha sonra 'peşpeşe lafzı düştü" dediği nakledilmiştir.

 

"... bunları ancak Şaban ayında kaza edebilirdim." Hz. Aişe'nin bu sözüne dayanarak onun Zilhicce'nin on günü, aşure gibi nafile oruçları hiçbir zaman tutmadığı söylenmiştir. Bu görüşlerini desteklemek İçin de Hz. Aişe'nin, 'bir kim­se, Ramazan'dan kalan kaza orucu borcu varsa nafile oruç tutamaz' şeklindeki görüşünü ileri sürmüşlerdir. Fakat bu iddia sahiplerinin yukarıdaki rivayetten böyle bir sonuç çıkarmaları dayanaktan yoksundur. Çünkü bu hadis Ramazan'­da tutulamayan oruçların, herhangi bir mazeret olsun veya olmasın, mutlak olarak daha sonraki bir vakitte kaza edilebileceğini gösterir. Ayrıca bu rivayette Hz. Aişe'nin Şaban ayında tüm kaza oruçlarını tutmak için büyük bir çaba gös­termesi, ona göre bir sonraki Ramazan girmeden tüm kaza oruçların tutulması gerektiğini gösterir. Dolayısıyla ona göre kaza oruçlarını bir sonraki Ramazan'a kadar geciktirmek caiz değildir.

 

باب: الحائض تترك الصوم والصلاة.

41- Kadın Adet Döneminde Orucu Ve Namazı Bırakır

 

-وقال أبو الزناد: إن السنن ووجوه الحق لتأتي كثيرا على خلاف الرأي، فما يجد المسلمون بدا من اتباعها، من ذلك أن الحائض تقضي الصيام ولا تقضي الصلاة.

Ebü'z-Zinad şöyle demiştir: "Sünnetler ve dinin hükümleri çoğu zaman kıyasa aykırı olarak gelir. Bu özellikte olup Müslümanların kesinlikle uymaları gereken hükümlerden biri de adet dönemindeki kadının orucu kaza etmesi fakat namazı kaza etmemesidir,"

 

حدثنا ابن أبي مريم: حدثنا محمد بن جعفر قال: حدثني زيد، عن عياض، عن أبي سعيد رضي الله عنه قال:

 قال النبي صلى الله عليه وسلم: (أليس إذا حاضت لم تصل ولم تصم، فذلك نقصان دينها).

 

[-1951-] Ebu Saîd el-Hudrî'den nakledildiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Kadın, adet dönemine girdiği zaman namaz kılmadığı gibi oruç da tutmuyor, değil mi? İşte bu da onun dininin eksik olduğunu gösterir"